Hormon tedavisi dendiğinde, çoğunlukla hastaların aklına tedavide hormon verildiği gelmektedir. Aslında bu tedavi yaklaşımında hormon verilmemektedir. Bu tedavinin özelliği östrojen hormonunun meme kanseri hücrelerine bağlanmasını engellemek ya da östrojen üretiminin azalmasını sağlamaktır. Bu yüzden bu tedaviye “antihormonal tedavi” de denmektedir.
Bazı meme kanseri hücreleri yüzeylerinde östrojen veya progesteron hormonlarının bağlandığı reseptörler (alıcılar) taşımaktadırlar. Bu reseptörler tümörlü dokudan alınan biyopsi örneğinde çeşitli özel boyamalar yapılarak tespit edilir. Östrojen veya progesteron reseptörü pozitif boyanan bu hasta grubuna hormon reseptör pozitif hastalık denir. Bu hastalarda östrojen hormonu, kanser hücrelerinin büyümesine ve çoğalmasına neden olmaktadır. Menopoza girmemiş bir kadında kadınlık hormonu olarak adlandırdığımız östrojenin %90’ı yumurtalıklar (overler) tarafından üretilmektedir. Menopoz sonrası ise en fazla yağ doku ve meme dokusu; daha az olarak da kas dokusu ve böbrek üstü bezlerinden üretilmektedir.
Hormon tedavisinde amaç, östrojen ve progesterona duyarlı olan kanser tiplerinde, östrojen etkisini ortadan kaldırarak kanserin gelişmesini ve çoğalmasını önlemektir.
Hormon reseptör pozitifliği tüm meme kanserli hastaların yaklaşık %70’ini oluşturmaktadır ve hormon tedavisi, uygun hastalarda kemoterapi ve akıllı ilaçlar kadar etkilidir.
Meme kanserinde hormon tedavisi, cerrahiden önce kullanılabileceği gibi, cerrahiden sonra da kullanılmaktadır. En az 5 yıl süre ile kullanımı önerilmektedir. Ancak, son yıllarda bu sürenin 10 yıla çıkartılması konusunda yapılan araştırmalar ve sonuçlar yüz güldürücüdür. Uygun hastada bu süre 10 yıla çıkartılabilir. Bu tedaviyi alıyor olmak hem tümörün tekrarlama oranını yüzde 40-50 azaltmakta, hem de hastalık olmayan diğer memeyi koruyarak genel yaşam süresini uzatmaktadır.
Bu ilaçların, östrojen veya progesteron reseptörü saptanmayan meme kanserli hastalarda bir yararı yoktur.
Hasta eğer menopoz öncesindeyse tamoksifen adı verilen ilaç tercih edilir. Menopoz sonrası dönemde ise aromataz inhibitörleri kullanılır.
Tamoksifen erken dönemde menopoza benzer semptomların ortaya çıkmasına, uzun süre kullanımda ise rahim kanserinde artışa neden olabilmektedir. Bu nedenle hastaların yıllık periyodik jinekolojik (kadın hastalıkları) muayenelerini ihmal etmemeleri gerekir.
Menopoz sonrası verilen aromataz inhibitörlerinin ise kemik erimesi, eklem ağrısı gibi bazı yan etkileri mevcuttur. Bu nedenle hastalara ilaç verilmeden önce ve verildikten sonra yaptırılan kemik yoğunluğu ölçümlerine göre gerekirse kalsiyum takviyesi veya fizik tedavi uzmanlarınca bazı ek ilaçlar verilebilmektedir.